Yazar Paul Connerton, “Modernite Nasıl Unutturur” adlı kitabında, moderniteyi kapitalizmle olan ilişkisi bağlamında ele alır. Hızın, megakentlerin, tüketiciliğin, kent mimarisinin; unutma / unutturma pratiğine olan etkileri üzerine önemli bilgiler verir. Paul Connerton mekan belleği başlıklı çalışmasında anımsatıcılar olarak nitelediği yer isimlerinin kolektif belleğin aktarılmasındaki önemli yeri olduğunu belirtir. Yer isimlerinin kısa ve öz biçimde hikaye anlatması bakımından üzerinde durulması gereken bir diğer nokta olarak okuru uyarmaktadır. Çünkü meydanların ve sokakların bellek destekleyici bir unsur olarak gören yazar; mekanların nasıl birer politik imgeye dönüştüklerini çeşitli örneklerle aktarır. Türkiye örneğinde düşündüğümüzde ise; ilk akla gelen mekanlardan biri de İstanbul Taksim Meydanında bulunan ve 70 yıllık geçmişe sahip Atatürk Kültür Merkezidir. Önceleri opera binası olarak tasarlanan binanın ilk adı “İstanbul Kültür Sarayı” olarak geçmiş. Daha sonra ise bir cumhuriyet dönemi eserinin adının saray olması tepki alınca binanın ismi “Atatürk Kültür Merkezi” olarak değiştirilmiş. Geçmişte her ne kadar büyük bir yangın geçirmiş olsa da yakın tarihe kadar ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Aslı Uluşahin’in araştırmasına göre 1 Kasım 1999’da İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi’ni 1. Derece Kentsel SİT Alanı”nın parçası, “1. Grup Tescilli Kültür Varlığı” olarak onaylanmasına rağmen 2005 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, binanın ömrünü tamamlandığını ve yıkılmasını öneriyor. Daha sonra ise restorasyon yapılmasına karar verilse de yarım kalıyor. Kısacası yapı bir nevi kaderine terk ediliyor. Gezi Direnişinin olduğu dönemde yapıya iktidarı hedef alan protesto afişlerinden dolayı bina tekrar gündeme geldi. Yapının bir kısmı bir süreliğine polis karakolu olarak kullanıldıktan sonra bina çeşitli gerekçelerle yıkıldı. Geçtiğimiz günlerde yeni bir proje için temel atıldı. Yeni merkezin ismi ise İstanbul Kültür Merkezi olarak belirlendi.

BİR YER: AKM
Türkiye, İstanbul, 2018

Yazar Paul Connerton, “Modernite Nasıl Unutturur” adlı kitabında, moderniteyi kapitalizmle olan ilişkisi bağlamında ele alır. Hızın, megakentlerin, tüketiciliğin, kent mimarisinin; unutma / unutturma pratiğine olan etkileri üzerine önemli bilgiler verir. Paul Connerton mekan belleği başlıklı çalışmasında anımsatıcılar olarak nitelediği yer isimlerinin kolektif belleğin aktarılmasındaki önemli yeri olduğunu belirtir. Yer isimlerinin kısa ve öz biçimde hikaye anlatması bakımından üzerinde durulması gereken bir diğer nokta olarak okuru uyarmaktadır. Çünkü meydanların ve sokakların bellek destekleyici bir unsur olarak gören yazar; mekanların nasıl birer politik imgeye dönüştüklerini çeşitli örneklerle aktarır. Türkiye örneğinde düşündüğümüzde ise; ilk akla gelen mekanlardan biri de İstanbul Taksim Meydanında bulunan ve 70 yıllık geçmişe sahip Atatürk Kültür Merkezidir. Önceleri opera binası olarak tasarlanan binanın ilk adı “İstanbul Kültür Sarayı” olarak geçmiş. Daha sonra ise bir cumhuriyet dönemi eserinin adının saray olması tepki alınca binanın ismi “Atatürk Kültür Merkezi” olarak değiştirilmiş. Geçmişte her ne kadar büyük bir yangın geçirmiş olsa da yakın tarihe kadar ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği yapmıştır. Aslı Uluşahin’in araştırmasına göre 1 Kasım 1999’da İstanbul 2 No’lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi’ni 1. Derece Kentsel SİT Alanı”nın parçası, “1. Grup Tescilli Kültür Varlığı” olarak onaylanmasına rağmen 2005 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, binanın ömrünü tamamlandığını ve yıkılmasını öneriyor. Daha sonra ise restorasyon yapılmasına karar verilse de yarım kalıyor. Kısacası yapı bir nevi kaderine terk ediliyor. Gezi Direnişinin olduğu dönemde yapıya iktidarı hedef alan protesto afişlerinden dolayı bina tekrar gündeme geldi. Yapının bir kısmı bir süreliğine polis karakolu olarak kullanıldıktan sonra bina çeşitli gerekçelerle yıkıldı. Geçtiğimiz günlerde yeni bir proje için temel atıldı. Yeni merkezin ismi ise İstanbul Kültür Merkezi olarak belirlendi.

#akm
ÇAĞRI Dönüşen Şehir
YIL 2018
TÜR Fotoğraf
ADET 12
KONUM Türkiye
ŞEHİR İstanbul
ÜLKE Türkiye
  • NEVRUZ SEYİDOĞLU
    İstanbul

    Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü öğrencisi. “Dijital Kültür ve Hafıza” konulu yüksek lisans tezi çalışması yürütüyor. Aynı zamanda belgesel fotoğrafçılık ile ilgileniyor.


    www.instagram.com/nevruzsydgl